Episode Transcript
[00:00:00] Speaker A: Arkadaşlar merhaba. Hristiyan ahlakı hakkındaki podcast serimize hoş geldiniz. Bu serimiz boyunca Antalya İncil Kedisleri Başbastarı Ramazan Arkan bizimle birlikte olacak. Hazırsanız başlayalım.
[00:00:19] Speaker B: Hepinize Tanrıdan esenlik diliyorum.
Daha önceki videolardan takip ettiğiniz gibi sizinle Hristiyan ahlakı üzerinde konuşuyordum.
Ve hep birlikte bu ahlakın temellerinin neler olduğundan bahsetmiştik hatırlarsanız. Hepimiz her gün hayatımızda kararlar veriyoruz.
Aynı zamanda kararlar vermek zorunda kalan insanlarla karşılaşıyoruz veya onları bazı kararlara yönlendiriyoruz. Bu kararları verirken veya bu kişileri yönlendirirken neye göre kararlar veriyor ve neye göre yönlendiriyoruz? Her gün birçok kişiyle farklı ilişkiler içerisine giriyor, farklı şeyler, işler yapıyoruz. Gerek bu ilişkilerimizde, gerekse yaptığımız şeylerde davranışlarımızı, sözlerimizi, tutumlarımızı, eylemlerimizi, düşüncelerimizi şekillendiren veya yönlendiren etik yani ahlakımızın temeli ve kaynağı neye ve kime dayanmaktadır? Kendi belirlediğimiz doğrulara mı ya da içinde yaşadığımız toplumun geleneklerine, törelerine, inanç sistemine ya da Hristiyan ahlakına mı?
Bu aslında hepimizin kendi kendimize sorması gereken önemli bir sorudur.
Çünkü buna vereceğimiz cevap ahlakımızın ne olduğunu bize gösterecektir. Ve buna vereceğimiz cevap ahlakımızın temelinin neye dayandığını aynı zamanda bize gösterecektir.
Bizim alacağımız ya da yönlendireceğimiz herhangi bir ahlaki karar, yapacağımız her şey, kuracağımız ilişkiler, eylemlerimiz, davranışlarımız, tutumlarımız, sözlerimiz, düşüncelerimiz Her şeyden önce ilk olarak Tanrı'nın kimliğine, karakterine uymalı ve bunları uyguladığımızda da bizim nasıl bir Tanrı'ya inandığımızı ve ait olduğumuzu yansıtmalıdır ve onu yüceltmelidir.
Tanrı'nın karakteri ve kişiliği bizim yani Hristiyan ahlakımızın dayandığı ilk temel, ilk kaynak olmalıdır demiştik.
İkinci temel İsa Mesih'in uygulamaları, öğretileri, karakteri yaptıkları olmalıdır.
Yani benim yerimde İsa olsaydı ne yapardı diye sormamız gereklidir.
Bütün bunları sağlıklı bir şekilde öğreneceğimiz asıl kaynak da Tanrı'nın sözüdür.
Bu yüzden ahlakımızın dayanması gereken üçüncü temel ise Tanrı'nın sözü olmalıdır demiştik.
Bir karar vermeden, eyleme geçmeden önce sormamız gereken şey, yapmak istediğim şeyi ya da alacağım karar kutsal kitaba uyuyor mu?
Kutsal kitap içerisinde bu alacağım kararı destekleyen buyruklar, ilkeler, örnekler veya hikayeler var mı? Bu videoda bakacağımız dördüncü temel ise motivasyondur. Yani alacağım karara veya yapmak istediğim eyleme beni yönlendiren dürtü nedir?
Bunu açmadan önce motivasyonun anlamı nedir? Ona bakmak istiyorum sizinle birlikte.
Motivasyon sözcüğü aslında latince bir kelimedir ve hareket anlamına gelir. Motivasyon, hedefe yönelik davranışları başlatan, yönlendiren, teşvik eden, sürdüren süreçtir. Ve motivasyonların insanların yaşamları ve davranışları üzerinde büyük bir etkisi vardır. Motivasyon, davranışı harekete geçiren biyolojik, duygusal ve sosyal birçok güçleri içerir. Motivasyon terimi, sıklıkla bir kişinin bir şeyi neden yaptığını açıklamak için kullanılan bir kelimedir. Eylemlerin arkasındaki itici güç, yani dürtüdür. Genel olarak içsel ve dışsal olmak üzere iki tür motivasyon vardır. İçsel motivasyon, bireyin içinden kaynaklanan, herhangi bir ödül, zorlama olmaksızın yapılan davranışı ifade eder.
Dışsal motivasyon ise, bireyin içinden kaynaklanmadan, aslında biraz önceki motivasyonun tam tersi.
kariyer, ödül veya övgü gibi dışsal yönlendirilen davranışı ifade eder. Etrafımızda ya da kiliselerimizde doğru olanı yapan ahlaklı birçok insanlar görebiliriz.
Gerek yaptıklarından, gerek davranışlarından, gerekse sözlerinden çok etkilenebilir ve bu insanları övebiliriz.
Baktığımız zaman sadık bir şekilde ibadet eden, hizmet eden, tapınan, dua eden, insanlara maddi ve manevi birçok yardım eden ve terbiyeli olduklarına inandığımız insanlar görebiliriz. Ve bu gördüklerimizle o kişilerin ahlaklı olduğunu düşünebiliriz.
Sizce bir kişinin doğru eylemler ve davranışlar sergilemesi, o kişinin doğru ve ahlaklı olması için yeterli midir?
Tanrı bir kişinin ahlaklı olup olmadığını değerlendirirken sadece o kişinin sergilediği dışsal doğruluğuna veya eylemlerine bakarak mı değerlendiriyor?
Aslında kutsal kitaba baktığımız zaman böyle olmadığını görebiliriz.
Hristiyanlıkta Tanrı için ahlaki konularda önemli olan şeylerden birisi de motivasyondur.
Sadece doğru olanı yapmak değil, doğru olanı doğru bir motivasyon içinde yapmak bir kararın ahlaki olup olmadığını belirleyen kriterlerden birisidir.
Tanrı sadece insanların yaptıklarıyla değil, aynı zamanda bunları yaparken sahip oldukları düşünce ve yürek tutumuyla da ilgilenmektedir.
Bunu destekleyen Kutsal Kitap'ta birçok ayet görebiliriz. Süleyman'ın özdeyişleri 16-2'de diyor ki, ''İnsan her yaptığını temiz sanır ama niyetleri tartan Rabb'dir.'' Yine 1. Samuel 16.7'de diyor ki, ''Ama Rab Samuel'e onun yakışıklı ve uzun boylu olduğuna bakma dedi.
Ben onu reddettim. Çünkü Rab insanın gördüğü gibi görmez. İnsan dış görünüşe, Rab ise yüreğe bakar.'' diyor.
Yani motivasyon önemlidir.
Ve yanlış motivasyonlar aslında insanları yanlış tutumlara yönlendirir.
Ama aynı zamanda bazen doğru tutumların, doğru davranışların arkasında da yanlış motivasyonlar vardır.
İsa kutsal kitaba baktığımızda aslında birçok yerde bu yanlış motivasyonlu olan kişileri eleştirdi. Onların yaptıkları doğruydu, eylemleri doğruydu ama onları bu eylemlere yönlendiren motivasyonlar yanlış olduğu için İsa o insanları eleştirdi.
Örneğin ferisiler.
Matta bölümüne baktığımız zaman İsa ferisiler için diyor ki, İki yüzlülerdir.
Onlar diyor insanlardan övgü almak için, insanların övgüsünü kazanmak için, onları hoşnut etmek için diyor birçok doğru eylemler yaparlar. Ama bunların amacı o eylemleri gösteriş için yapmalarıdır diyor. Ve bu yüzden İsa onları yargılıyor.
Diyor ki siz diyor ferisiler gibi olmayın.
Onlar diyor insanları etkilemek için caddelerin köşe başlarında durup dua ederler.
Yani insanlar bana baksın, ne kadar dindar bir insan olduğumu görsün, ne kadar iyi bir dua ettiğimi görsün, ne kadar ruhsal bir kişi olduğumu anlasın, Tanrı'nın beni ne kadar çok sevdiğini anlasın diyerek yani kendilerini Tanrı'nın dostuymuş gibi göstermek için birçok yerde caddenin köşe başlarında durup dua ederler. Ama İsa diyor ki, onlar aslında Tanrı'ya dua etmiyorlar. Onlar insanlardan övgü kazanmak için dua ediyorlar.
Aynı şekilde oruç tuttukları zaman kendilerine perişan bir görünüş sergileterek insanların onların oruç tuttuğunu fark etmelerini istiyorlar. Neden? İnsanlar onları dindar bir kişi olarak görsün diye.
Yine insanlara yardım ederken sanki borazan çalarak yardım ediyorlar.
İnsanlar benim bu insanlara ne kadar çok yardım ettiğimi görsün ve benim ne kadar yardımsever birisi olduğumu duysunlar diye bunu yapıyorlar.
Ve İsa o zaman diyor ki, onlar diyor ödüllerini almışlardır. Ve siz diyor bu insanlar gibi olmayın, bu insanlar gibi dua etmeyin, bu insanlar gibi oruç tutmayın, bu insanlar gibi yoksullara yardım etmeyin. Çünkü bunlar yaptıkları her şeyi kendilerini göstermek için yaparlar diyor.
Bu yüzden bakıyoruz ki eylemler doğru.
Dua etmek Tanrı'nın istediği bir şey. Oruç tutmak Tanrı'nın istediği bir şey.
Yoksullara yardım etmek Tanrı'nın bizden yapmamızı istediği eylemler.
Ama bu eylemler yeterli değil. Bunları yaparken de ve bunun gibi daha birçok eylemler yaparken de doğru bir yürek tutumuyla yapmamız gerektiğini söylüyor. Yoksa yanlış motivasyonlar, yanlış tutum ve yanlış bir yürekle bunları yapmak Tanrı'nın önünde yaptığımız şeyde herhangi bir değer göstermiyor.
O yüzden Tanrı sadece bizim yaptığımız eylemlere değil, aynı zamanda bu eylemleri biz yaparken bizi yönlendiren motivasyonlara da bakıyor.
Motivasyon aslında Hristiyan inancında, Hristiyan ahlakında çok önemli bir kavramdır.
Beni o davranışlara, o kararlara yönlendiren motivasyon nedir?
Aslında doğru motivasyona bizi yönlendiren en önemli sebeplerden birisinin kurtuluş olduğuna ben inanıyorum. Yani iman olduğuna inanıyorum.
Çünkü Kutsal Kitap diyor ki sizler iman yoluyla, lütufla kurtuldunuz ve bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. Hiç kimsenin övülmemesi için de iyi işlerin ödülü değildir.
Yani bir insan gerçekten kendi çabalarıyla, kendi eylemleriyle değil de Tanrı'nın lütfuyla kurtulduğuna inanıyorsa, bunun için Tanrı'nın lütfuyla bu kurtuluşa sahip olduğuna güveniyorsa, o zaman bu onda doğru bir yürek motivasyonu yaratmaktadır. Neden? Çünkü insanlardan övgü almak için değil, cennete gitmek için değil, günahlarının bağışlanması için iyilik yapmayacak, ibadet etmeyecek ya da sevap işlemeyecek.
Tam tersine Tanrı'yı hoşnut etmek için zaten kurtulduğunun farkında olarak ne yapacak?
Eylemlere ve birçok düşüncelere adım atacak.
Çünkü bunları hak etmek için değil, hak eden bir kişi olmak için değil ama Tanrı'nın lütfunu alan bir kişi olduğunu bildiği için ve bunları yaparak aslında sevap kazanarak değil de tam tersine Tanrı'yı hoşnut etmek için bunları yapacak.
Bu yüzden doğru bir motivasyona sahip olmak için Tanrı'yla da doğru bir ilişki içerisinde olmak lazım. Ve iman temelinde Tanrı'ya yaklaşan kişi, lütuf temelinde Tanrı'ya yaklaşan kişi her zaman doğru bir motivasyonla aslında doğru işler yapar. Örneğin bir fakire yardım ederken yapacağı yardım beni kurtaracağı ya da bana sevap yazacağı için değil, O kişinin iyiliğini, ihtiyacını düşünerek o kişiye olan sevgisine dayalı olarak yapacaktır.
Aslında sevgi motivasyon üzerinde çok büyük bir etkisi vardır.
Bu yüzden İncil bize sürekli sevgi konusunda konuşmaktadır.
Cezalandırma korkusundan değil ama sevdiğimiz için doğru işler yapmaya bizi yönlendirmektedir.
İşte bu düşünceye sahip olan kişinin de yüreğinde gerçekten doğru bir motivasyon kaynaklanır. Motivasyon aslında hayatımızdaki aldığımız kararlarda bizi yönlendiren en önemli yetkenlerden birisidir.
Doğru bir motivasyona sahip olmak mı istiyorsun?
O zaman Tanrı'ya yaklaşmalısın.
Yüreğinde Tanrı'yı aramalısın.
ve Tanrı'nın senin için yaptıklarının farkına varmalısın.
İşte bunların farkına varan bir kişi gerçekten doğru bir motivasyonla doğru olan şeyi doğru olduğu için ve Tanrı'yı yüceltmek için yapacaktır.
Ve bu da o insanı daha da doğru bir Hristiyan ahlakına yönlendirecektir.
İşte Hristiyan ahlakımızın bu temeli de bizim için önemlidir.
[00:14:27] Speaker A: Dinlediğiniz için teşekkür ederiz. Bir sonraki podcastımızdan haberdar olmak için takip etmeyi unutmayın.
Görüşmek üzere.