Episode Transcript
[00:00:00] Speaker A: Hristiyanlık Podcast'ine hoş geldiniz. Bugünkü serimizin başlığı Tapınma.
Videolarımıza Tiranus YouTube kanalı üzerinden ulaşabilirsiniz. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Hazırsanız başlayalım.
[00:00:18] Speaker B: Merhaba arkadaşlar. Ben Mikail. Bugün tapınma serimizin ikinci bölümüyle devam edeceğiz. Bu bölümde tapınma kutsal kitaptan nerelerde geçiyor? Bunlara bakacağız. İnsanlığın doğasında tapınma vardır. Herkes tapınır. Çünkü bu tanrı vergisi içsel bir güdüdür. İsa Mesih'e iman etmek, gerçek tanrıya tapınmaya dönmemizi Onun yetkisine engel olan her şeyi hayatımızın tahtından indirmemizi sağlar. Romalılar 12. bölüm 1. ayette Pavlos şöyle söylüyor. Yani ruhsal tapınma kendi bedenimizde başlar. Ben kime aitim, hayatımı kime adam alayım.
Bu soruların tek cevabı Tanrı'nın kendisi olmalıdır. Romalılar 6. bölüm 11 ve 13. ayetlerde şöyle diyor. Bir Kutsal Kitap'a bakalım. Romalılar 6. bölüm 11 ve 13'e bakalım Kutsal Kitap ne diyor. ''Siz de böylece kendinizi günah karşısında ölü, Mesih İsa'da Tanrı karşısında diri sayın.
Bu nedenle bedenin tutkularına uymamak için günahın ölümlü bedenlerinizde egemenlik sürmesine izin vermeyin.
Bedeninizin üyelerini haksızlığa araç ederek günaha sunmayın.
Ölümden dirilenler gibi kendinizi Tanrı'ya adayın.
Bedeninizin üyelerini doğruluk araçları olarak Tanrı'ya sunun.
Bu metinde aslında tapınmanın özünü görüyoruz. Bencillik karşısında her gün ölüyor muyuz? İsa'nın yaşamı ve gücüyle diri bir hayat sürüyor muyuz diye Tanrı bizim yüreklerimize bakar.
Eğer durum böyleyse her düşüncemiz, her eylemimiz, Ve her duygumuz gerçek bir tapınma ruhuna sahip olur. Mezmurlar bölümünün yazarı olan Davud Peygamber'i çoğumuz biliriz. O küçükken bir çobanken sonrasında bir kral, bir savaşçı oldu. Yazılarında gördüğümüz üzere işlediği günahlara karşın tövbe etti. Tanrı'ya nameler yükseltti, yakardı. Onun için melodiler yazdı, şiirler yazdı. Şimdi birkaç Mezmur ayetlerine bakalım. 23. Mezmur Rab çobanımdır. Eksiğim olmaz. Beni yemyeşil çayırlarda yatırır. Sakin suların kıyısına götürür. İçimi tazeler. Adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder. Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile kötülükten korkmam. Çünkü sen benimlesin. Çomağın, değneğin güven verir bana. Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın. Başıma yağ sürersin. Kâsem taşıyor. Ömrüm boyunca yalnız, iyilik ve sevgi izleyecek beni. Hep Rabbin evinde oturacağım. Mezmurlar 81. bölüm 1 ve 2. ayetler. Mezmurlar 149. bölüm Rab'be övgüler sunun. Rab'be yeni bir ezgi söyleyin. Sadık kullarının toplantısında onu ezgilerle övün. Dans ederek övgüler sunsunlar onun adına. Tef ve lir çalarak onu ilahilerle övsünler. Çünkü Rab halkından hoşlanır. Alçak gönüllüleri zafer tacıyla süsler. Bu onurla mutlu olsun sadık kulları. Sevinç ezgileri okusunlar yataklarında. Ağızlarında tanrıya yüce övgüler. Ellerinde iki ağızlı kılıçla. Bu ayetlerde de görüyoruz ki Hristiyanlık'taki tapınma müziği ve çalgıları büyük ölçüde değerli kılar. Fakat müzik bizim amacımız değil, Tanrı'ya ilahilerle tapınmamızdaki büyük rolü olan bir araçtır. Tapınmanın birçok çeşidi vardır. Tövbe etmek bir tapınmadır. Rabbin adıyla çalışmak, iyi işler yapmak bir tapınmadır. Matta 5. bölüm 16. ayette, ''Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görerek göklerdeki babanızı yüceltsinler.'' diyor. Vazgeçmemek, yılmamak, bu yarışı sabırla koşmak bir tapınmadır. Bizler dünya yaşantısını bir yarış olarak koşuyoruz. Önemli olan bunu sabırla, vazgeçmeden, Rabb'e karşı adanmışlıkla devam ettirebilmek ve bu yarışı bitirebilmek. O halde tapınmanın özü kişinin kendisini Tanrı'ya sunması ve bencilce arzulara karşı ölmesi demektir. Tapınma tümüyle Tanrı'ya yönelen, O'nun gücüyle zengin ve dolu dolu sürdürülen bir hayat demektir. Bu bazen çok zor olabiliyor. Ancak bütün inadımıza ve isteksizliğimize rağmen Tanrı bizi bu noktaya getirebilecek güçtedir. Hayatın tümüyle tapınma halini alması ömür boyu sürecektir. Bu arada Göksel Babamızın sabrı ve şefkati asla hiç eksilmeyecektir. bizi her zaman olduğumuz gibi kabul edecek. Benim değil, senin isteğin olsun diyebilmek bir tapınmadır. Her şeyde olduğu gibi tapınma hayatında da en iyi örneğimiz İsa Mesih'tir. Onun aldığı her nefes, yediği her yemek, söylediği her söz Tanrı'ya tapınmanın bir parçasıydı. İsa Mesih %100 insan, %100 Tanrı'ydı. Ama göksel yüceliğini bırakarak her yönden bir insan oldu. bizim de içinde bulunduğumuz durumda yaşadı ama hiç günah işlemedi. İsa çarmıha gerilmeden önce kendisini bekleyen korkunç acıya ve kendisini neredeyse öldürecek boyutta olan yaşadığı kedere rağmen babaya şöyle dua etti. Yine de benim değil senin istediğin olsun. Seküler yaptığımız günlük işlerin içinde övgü sunmak bir tapınmadır. Günlük yaşantımızda Tanrı'ya kendimizi sunmadıkça ve gerçekten O'na ait olmadıkça tapınmamız nedenle coşkulu olursa olsun tamamen yapmacık, enerji kaybı ve kuru gürültüden öteye geçmeyecektir. Tüm irademizle O'na yaklaşmak, kendimizi O'na adamak bir tapınmadır. Marcos 12. bölüm 30. ayette diyor ki, ''Tanrı'nı Rabbi bütün yüreğinle, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin. Bu ayetlerde Tanrı bize tüm irademizle sevmeyi, kendimizi her şeyimizle ona adamamızı öğretir. Bunu en iyi şekilde yapabilmek ona en büyük tapınmadır. İtaat de bir tapınmadır. Tanrıya itaat etmeden ona gerçekten tapınamayız. Peki bakalım kutsal kitapta tapınmayı başka nerelerde görüyoruz? Yaratılış 24. bölümde bir uşağın duası sonucu aldığı cevaba karşın diz çöküp Rabb'e tapındığını görüyoruz. Mecmurlar 99. bölümde Davud şunu söylüyor. ''Tanrımız Rabb'i yüceltin, tapının ona kutsal dağında. Çünkü Tanrımız Rabb kutsaldır.'' 1. Tarihler bölümünde ''Ey bütün dünya ezgiler söyleyin Rabb'e.'' Son olarak Matta 8. bölümle bugünü kapatmak istiyorum.
İsa elini uzatıp adama dokundu. ''İsterim temiz ol.'' dedi. Adam anında cüzamdan temizlendi. Sonra İsa adama ''Sakın kimseye bir şey söyleme.'' dedi. ''Git kâhine görün ve cüzamdan temizlendiğini herkese kanıtlamak için Musa'nın buyurduğu sunuyu sun.'' İsa kefernahuma varınca bir yüzbaşı ona gelip ''Ya Rab'' diye yalvardı. Uşağım felç oldu. Evde yatıyor, korkunç acı çekiyor. İsa ''Gelip onu iyileştireceğim.'' dedi. Ama yüzbaşı ''Ya Rab, evime girmene layık değilim.'' dedi. ''Yeter ki bir söz söyle, uşağım iyileşir.'' Şu imana bakar mısınız? ''Yeter ki bir söz söyle, uşağım iyileşsin.'' Ben de buyruk altında bir adamım. Benim de buyruğumda askerlerim var. Birine git derim gider, ötekine gel derim gelir. Köleme şunu yap derim yapar. İsa duyduğu bu sözlere hayran kaldı. Ardından gelenlere size doğrusunu söyleyeyim dedi. Ben İsrail'de böyle imanı olan birini görmedim. Size şunu söyleyeyim. Doğudan ve batıdan birçok insan gelecek, göklerin egemenliğinde İbrahim'le, İshak'la ve Yakup'la birlikte sofraya oturacaklar. Ama bu egemenliğin asıl mirasçıları dışarıdaki karanlığa atılacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacak. Sonuna İsa yüzbaşıya ''Git, inandığın gibi olsun.'' dedi ve uşak o anda iyileşti. Bu ayetlerde gördüğünüz üzere Tanrı'ya tapınmanın içtenlikle, tüm yüreğimizle tapınmanın sonuçlarını görüyoruz. Tanrı gerçekten övülmeye de tapılmaya da layıktır. Ona tamamıyla güvendiğimiz anda inanın ki hayatımızdaki her şey çözüme ulaşacaktır. Evet arkadaşlar bugünkü bölümümüzün de sonuna geldik. Diğer bölümde görüşmek üzere. Kanalımıza abone olmayı ve bildirimleri açmayı unutmayın. Rab sizleri bereketlesin. Esen kalın.
[00:08:52] Speaker A: Dinlediğiniz için teşekkür ederiz.
Bir sonraki podcastımızdan haberdar olmak için takip etmeyi unutmayın.
Görüşmek üzere.