Episode Transcript
[00:00:00] Speaker A: Hristiyanlık Podcast'ine hoş geldiniz. Bugünkü serimizin başlığı Tapınma.
Videolarımıza Tiranus YouTube kanalı üzerinden ulaşabilirsiniz. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Hazırsanız başlayalım.
[00:00:18] Speaker B: Merhaba arkadaşlar. Ben Mikail.
Bugün Tapınma serimizin son bölümünde geçmişten günümüze tapınmaya bakacağız.
Tanrı tüm kültürlere kendisine övgü sunulmasını buyurmaktadır.
Kutsal kitapta eski antlaşmaya ve İncil'e baktığımızda, övmek, yüceltmek, ezgi söylemek, şükretmek, eğilmek, diz çökmek, sunu ve kurban sunmak, yeni bir ilahi söylemek, sevinmek, onurlandırmak, hayran olmak, secde etmek ve hizmet etmek gibi buyrukların nedenli çok sayıda olduğunu görürüz.
Bu buyrukları bazen göz ardı etsek bile Kutsal Kitap'ın tümüne baktığımızda Tanrı'nın bizim tapınmamızın en iyisine layık olduğunu görürüz.
Aslında Kutsal Kitap tapınmayla başlar, tapınmayla biter. Tanrı'ya tapınması gereken insanlık kendine ve putlara tapınmaya başlayarak her şeyi berbat etmiş. Bu yüzden kurtarılmaya muhtaç bir duruma düşmüştür. Yaratılışta yılan, Adem ve Havva'yı ayartarak yasak ağacın meyvesinden yedikleri zaman Tanrı gibi olacaklarını söylemiştir. Onlar da tapınma ve itaati Tanrı gibi önemli olma fırsatıyla değiştirmişlerdi. O anda kendi benliklerine, kendi isteklerine tapınmaya başlamışlar. Tanrı'ya tapınmayı bir yalanla değiştokuş etmişlerdir. Kutsal kitabın son bölümü olan vahiy, günahın ve kötülüğün yıkımını tanımlıyor.
Ardından büyük bir şölen öyküsüyle son buluyor. Sonsuzluk, büyük kutlamalarla insanların ve meleklerin katıldığı görkemli bir tapınmayla başlıyor.
Her varlık Tanrı'yı övmeye başlayınca mükemmelliğin hüküm sürdüğünü görüyoruz. Vahiy 5. bölüm 12. ayette Tanrı oğlu olan İsa Mesih'le ilgili bir ezgi görüyoruz. Gökyüzünde söylenen bu ezgiye baktığımızda Tanrı'nın neden övülmeye değer olduğunu göreceğiz. Vahiy 5. bölüm 12. ayet.
Yüksek sesle şöyle diyorlardı.
Boğazlanmış kuzu gücü, zenginliği, bilgeliği, kudreti, saygıyı, yüceliği, övgüyü almaya layıktır.
Amin.
Amin. Gökyüzünde söylenen bu ezgiye baktığımızda Tanrı'nın neden övülmeye değer olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda Mezmurlar 117. bölüm 1 ve 2. ayetlerde şöyle yazılı.
Mezmurlar 117. bölüm 1 ve 2. ayetler.
Ey bütün uluslar!
Rabb'e övgüler sunun.
Ey bütün halklar! Onu yüceltin.
Çünkü bize beslediği sevgi büyüktür.
Rabb'in sadakati sonsuza dek sürer.
Rabb'e övgüler sunun. Amin.
Tanrı, kendisini övmemiz için bir an bile bizi nedensiz bırakmaz.
Zaman zaman iyi şeylerimiz olmasa da, yaşam sevincimiz bizden çalınsa da, her isteğimize sahip olmasak da, O'nun değişmeyen kişiliği, sadakati ve sevgisi yüreklerimizin sunabildiği en yüce övgülere layıktır.
O'nun huzurunda övgüler sunmak için sayısız neden bulunur.
Davut'un Mezmur 16. bölümünde belirttiği gibi, Yaşam yolunu bana bildirirsin.
Bol sevinç vardır senin huzurunda.
Sağ elinden mutluluk eksilmez. Tapınmacı yönümüz güçlü olursa Mesih'in bizdeki sevgisi dünyada önümüze çıkan acılarla ve sorunlarla yüzleşmemizi sağlar.
Tanrı ile aramızda yaşadığımız büyük sevgi başkalarını sevebilmemiz için bizi esinler.
O hayatımızın efendisi olduğu için her türlü acı ve sıkıntıları alt edecek gücü yalnız Tanrı'da buluruz. Kolosyaliler 3. bölüm ayetlerinde dikkatlice incelersek tapınmamızın ne gibi temeller üzerine kurulması gerektiğini göreceğiz.
Koloseliler 3. bölüm 11 ve 17. ayetler. Bu yenilikte Grek ve Yahudi, sünnetli ve sünnetsiz, barbar, iskit, köle ve özgür ayrımı yoktur.
Mesih her şeydir ve her şeydedir.
Öyleyse Tanrı'nın kutsal ve sevgili seçilmişleri olarak yürekten sevecenliği, iyiliği, alçakgönüllülüğü, sabrı, yumuşaklığı giyinin. Birbirinize hoşgörülü davranın.
Birinizin ötekinden bir şikayeti varsa Rabbin sizi bağışladığı gibi siz de birbirinizi bağışlayın.
Bunların hepsinin üzerine yetkin birliğin bağı olan sevgiyi giyinin.
Mesih'in esenliği yüreklerinizde hakem olsun.
Tek bir bedenin üyeleri olarak bu esenliğe çağrıldınız.
Şükredici olun.
Mesih'in sözü bütün zenginliğiyle içinizde yaşasın. Tam bir bilgelikle birbirinize öğretin, öğüt verin, mezmurlar, ilahiler, ruhsal ezgiler söyleyerek yüreklerinizde şükranla Tanrı'ya nameler yükseltin. Söylediğiniz, yaptığınız her şeyi Rab İsa'nın adıyla, O'nun aracılığıyla Baba Tanrı'ya şükrederek yapın.
Eğer bu ayetleri dikkatlice incelersek, tapınmamızın ne gibi temeller üzerine kurulması gerektiğini göreceğiz. Bu ayetlerde tapınmayla çabucak bağdaştırdığımız şey mezmurlar, ilahiler ve ruhsal ezgilerdir.
Tapınma aynı zamanda Tanrı'nın egemenliğinin kutlanmasıdır.
Bu ayetlerde gördüğümüz ilişkilerden kaçınırsak ya da göz ardı edersek ezgilerimiz ve tapınmamız, tapınmacılığımız sadece ses ve enerji kaybından ibaret olacaktır.
Kilisedeki tapınmamızın kalitesi aynı zamanda insani ilişkilerimizle de alakalıdır.
Ayetlerde bizden istenilen ilişki tapınmamızın işleyişinde bize destek olacaktır.
Doğru ilişkilerin tapınmanın gereği olduğunu İsa'nın kendisi söyledi. 1. Yuhanna 4. bölümde, ''Biz se seviyoruz, çünkü o bizi sevdi.
Tanrı'yı seviyorum deyip de kardeşinden nefret eden yalancıdır.
Çünkü gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Tanrı'yı sevemez diyor.
Bu sözlere baktığımızda tapınmanın insanlara davranış biçimimizden ayrı tutulmayacağını görüyoruz. Bireysel ve kilisedeki tapınmamızda Rabbi öven ve yücelten şey ezgilerimizin gürültüsü değildir.
Onun zaten sayısız melekten oluşan, süper kalitede müzik üreten ve ezgi söyleyen bir korosu var.
Tanrı bunun yerine ruh ve yürek birliği arar.
Birbirimizi kabul eden bir yaklaşım tapınmamızı alevlendirir.
Seslerimizi ve bedenlerimizi canlandırır. Tanrı davranışlarımızın arkasındaki niyetlerimizi bilir.
İnsanlarla olan güzel ilişkilerimiz yerine güzel bir müzik gördüğünde buna kesinlikle aldanmaz.
Tanrı ilişkilerimiz aracılığıyla yüceltme düşüncesi bize biraz tuhaf gelebilir.
Ancak övgünün bu türü yanlış ilişkilerle sunulan müzikten ve ezgilerden çok daha değerlidir. Tapınmada Tanrı'nın esenliğinin yönetimi olursa kişiler arasında paylaşım, sınırsız merhamet, sabır ve bağışlama hüküm sürecektir.
Burada birbirimiz için canımızı vermeye yönlendiren büyük bir sevgi oluşur. Mesih'in sevgisinin uygulandığı bir yerde övgüler de fazlasıyla büyük bir yankı yapmaya başlayacaktır.
Tapınmada birbirimize hizmet etmek ayrı bir öneme sahiptir.
Pavlus, Roma topluluğuna birbirlerine hizmet etmelerini öğütlemektedir.
Her kilise toplantısına 1. Korintiler 14. bölümde dediği gibi, başka bir kişiyi bina edecek kararlılık da bir ilahiyle, öğretecek bir konuyla, bir esinle, bir sözle ya da bir çeviriyle gelmeliyiz.
Tapınmadaki hizmetkârlığı yaşantımızdaki hizmetkârlıktan ayrı tutamayız. Bunların ikisi birlikte işlev görmeye başladıklarında çevremizdeki dünya bundan etkilenecektir.
Hizmet etmek amacıyla insan bedeni almış olan Tanrı'mıza tapınıyoruz.
Onun gücüyle dünyaya hizmet için dışarıya da uzanıyoruz.
Dolayısıyla tapınmanın yatay yönelimi kilise aracılığıyla dünyaya uzanmasıdır. Son olarak 2. Tarihler 29. bölüme bakalım. 2. Tarihler 29. bölüm 25 ve 32. ayetler.
Sonra Kral Davud'un bilicisi Gad'ın ve Peygamber Nata'nın düzenine göre Levilliler'i ziller, çenkler ve lirlerle Rabb'in tapınağına yerleştirdi. Rabb bu düzeni peygamberleri aracılığıyla vermişti. Böylece Levilliler, Davud'un çalgılarıyla, kâhinler de borazanlarıyla yerlerini aldılar. Hizkiyâ, yakmalık sununun sunağın üzerinde yakılmasını buyurdu.
Sunu sunulmaya başlayınca Borazanlar ve İsrail'in kralı Davud'un çalgıları eşliğinde Rabb'e ezgiler okunmaya koyuldular.
Ezgiciler ezgi söylüyor. Borazancılar borazan çalıyor. Bütün topluluk tapınıyordu. Yakmalık sunu bitinceye dek bu böyle sürüp gitti.
Yakmalık sunular sunulduktan sonra kralla yanındakiler yere kapanıp tapındılar. Kral Hizkiyya ve önderler, Levillilere Davud'un ve Bilici Asaf'ın sözleriyle Rabbi övmelerini söylediler.
Onlar da sevinçle övgüler sundular, başlarını eğip tapındılar. Hizkiyâ artık kendinizi Rabb'e adamış bulunuyorsunuz dedi. Gelin Rabb'in tapınağına kurbanlar, şükran sunuları getirin. Bunun üzerine topluluk kurban ve şükran sunularını getirdi. İçlerindeki istekli kişiler de yakmalık sunuları getirdiler.
Topluluğun yakmalık sunu olarak getirdiği hayvanların sayısı 70 sığır, 100 koç, 200 kuzuydu. Bunların tümü Rabb'e yakmalık sunu olarak sunulmak içindi. Burada birçok farklı şekilde tapınma şekli görüyoruz.
çeşitli enstrümanlar, sunular, adaklar, sözler, danslar vs. vs. Fakat Tanrı'nın bunlar arasında bizde görmek istediği çok önemli bir şey var.
Alev alev yanan sadık bir ruh ve yürek birliği.
Evet arkadaşlar, tapınma serimizin sonuna geldik. Umarım ki başka video ve serilerde tekrardan görüşeceğiz.
Kanalımıza abone olmayı ve bildirimleri açmayı sakın unutmayın.
Rab sizleri bereketlesin, esen kalın. Görüşmek üzere.
Merhaba arkadaşlar, ben Mikail.
Bugün tapınma serimizin son bölümünde geçmişten günümüze tapınmaya bakacağız.
Tanrı tüm kültürlere kendisine övgü sunulmasını buyurmaktadır.
Kutsal kitapta eski antlaşmaya ve İncil'e baktığımızda övmek, yüceltmek, ezgi söylemek, şükretmek, eğilmek, diz çökmek, sunu ve kurban sunmak, yeni bir ilahi söylemek, sevinmek, onurlandırmak, hayran olmak, secde etmek ve hizmet etmek gibi buyrukların nedenli çok sayıda olduğunu görürüz. Bu buyrukları bazen göz ardı etsek bile Kutsal Kitap'ın tümüne baktığımızda Tanrı'nın bizim tapınmamızın en iyisine layık olduğunu görürüz.
Aslında Kutsal Kitap tapınmayla başlar, tapınmayla biter. Tanrı'ya tapınması gereken insanlık kendine ve putlara tapınmaya başlayarak her şeyi berbat etmiş. Bu yüzden kurtarılmaya muhtaç bir duruma düşmüştür. Yaratılışta yılan Adem ve Havva'yı ayartarak yasak ağacın meyvesinden yedikleri zaman Tanrı gibi olacaklarını söylemiştir. Onlar da tapınma ve itaati Tanrı gibi önemli olma fırsatıyla değiştirmişlerdi. O anda kendi benliklerine, kendi isteklerine tapınmaya başlamışlar. Tanrı'ya tapınmayı bir yalanla değiş tokuş etmişlerdir. Kutsal kitabın son bölümü olan vahiy, günahın ve kötülüğün yıkımını tanımlıyor.
Ardından büyük bir şölen öyküsüyle son buluyor. Sonsuzluk, büyük kutlamalarla insanların ve meleklerin katıldığı görkemli bir tapınmayla başlıyor.
Her varlık Tanrı'yı övmeye başlayınca mükemmelliğin hüküm sürdüğünü görüyoruz. Vahiy 5. bölüm 12. ayette Tanrı oğlu olan İsa Mesih'le ilgili bir ezgi görüyoruz. Gökyüzünde söylenen bu ezgiye baktığımızda Tanrı'nın neden övülmeye değer olduğunu göreceğiz. Vahiy 5. bölüm 12. ayet.
Yüksek sesle şöyle diyorlardı.
Boğazlanmış kuzu gücü, zenginliği, bilgeliği, kudreti, saygıyı, yüceliği, övgüyü almaya layıktır.
Amin.
Amin. Gökyüzünde söylenen bu ezgiye baktığımızda Tanrı'nın neden övülmeye değer olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda Mezmurlar 117. bölüm 1 ve 2. ayetlerde şöyle yazılı.
Mezmurlar 117. bölüm 1 ve 2. ayetler.
Ey bütün uluslar!
Rabb'e övgüler sunun.
Ey bütün halklar!
Onu yüceltin.
Çünkü bize beslediği sevgi büyüktür.
Rabb'in sadakati sonsuza dek sürer.
Rabb'e övgüler sunun. Amin.
Tanrı, kendisini övmemiz için bir an bile bizi nedensiz bırakmaz.
Zaman zaman iyi şeylerimiz olmasa da, yaşam sevincimiz bizden çalınsa da, her isteğimize sahip olmasak da, O'nun değişmeyen kişiliği, sadakati ve sevgisi yüreklerimizin sunabildiği en yüce övgülere layıktır.
O'nun huzurunda övgüler sunmak için sayısız neden bulunur.
Davut'un Mezmur 16. bölümünde belirttiği gibi, Yaşam yolunu bana bildirirsin.
Bol sevinç vardır senin huzurunda.
Sağ elinden mutluluk eksilmez. Tapınmacı yönümüz güçlü olursa Mesih'in bizdeki sevgisi dünyada önümüze çıkan acılarla ve sorunlarla yüzleşmemizi sağlar.
Tanrı ile aramızda yaşadığımız büyük sevgi başkalarını sevebilmemiz için bizi esinler.
O hayatımızın efendisi olduğu için her türlü acı ve sıkıntıları alt edecek gücü yalnız Tanrı'da buluruz. Koloseliler 3. bölüm ayetlerinde dikkatlice incelersek tapınmamızın ne gibi temeller üzerine kurulması gerektiğini göreceğiz.
Koloseliler 3. bölüm 11 ve 17. ayetler. Bu yenilikte Grek ve Yahudi, sünnetli ve sünnetsiz, barbar, iskit, köle ve özgür ayrımı yoktur.
Mesih her şeydir ve her şeydedir.
Öyleyse Tanrı'nın kutsal ve sevgili seçilmişleri olarak yürekten sevecenliği, iyiliği, alçakgönüllülüğü, sabrı, yumuşaklığı giyinin.
Birbirinize hoşgörülü davranın.
Birinizin ötekinden bir şikayeti varsa Rabbin sizi bağışladığı gibi siz de birbirinizi bağışlayın.
Bunların hepsinin üzerine yetkin birliğin bağı olan sevgiyi giyinin.
Mesih'in esenliği yüreklerinizde hakem olsun.
Tek bir bedenin üyeleri olarak bu esenliğe çağrıldınız.
Şükredici olun. Mesih'in sözü bütün zenginliğiyle içinizde yaşasın. Tam bir bilgelikle birbirinize öğretin, öğüt verin, mezmurlar, ilahiler, ruhsal ezgiler söyleyerek yüreklerinizde şükranla Tanrı'ya nameler yükseltin. Söylediğiniz, yaptığınız her şeyi Rab İsa'nın adıyla, O'nun aracılığıyla Baba Tanrı'ya şükrederek yapın.
Eğer bu ayetleri dikkatlice incelersek tapınmamızın ne gibi temeller üzerine kurulması gerektiğini göreceğiz. Bu ayetlerde tapınmayla çabucak bağdaştırdığımız şey mecmurlar, ilahiler ve ruhsal ezgilerdir.
Tapınma aynı zamanda Tanrı'nın egemenliğinin kutlanmasıdır.
Bu ayetlerde gördüğümüz ilişkilerden kaçınırsak ya da göz ardı edersek ezgilerimiz ve tapınmamız, tapınmacılığımız sadece ses ve enerji kaybından ibaret olacaktır.
Kilisedeki tapınmamızın kalitesi aynı zamanda insani ilişkilerimizle de alakalıdır.
Ayetlerde bizden istenilen ilişki tapınmamızın işleyişinde bize destek olacaktır.
Doğru ilişkilerin tapınmanın gereği olduğunu İsa'nın kendisi söyledi. 1. Yuhan ile 4. bölümde, ''Biz de seviyoruz.
Çünkü o bizi sevdi.'' Tanrı'yı seviyorum deyip de kardeşinden nefret eden yalancıdır.
Çünkü gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Tanrı'yı sevemez diyor.
Bu sözlere baktığımızda tapınmanın insanlara davranış biçimimizden ayrı tutulmayacağını görüyoruz. Bireysel ve kilisedeki tapınmamızda Rabbi öven ve yücelten şey ezgilerimizin gürültüsü değildir.
Onun zaten sayısız melekten oluşan, süper kalitede müzik üreten ve ezgi söyleyen bir korosu var.
Tanrı bunun yerine ruh ve yürek birliği arar.
Birbirimizi kabul eden bir yaklaşım tapınmamızı alevlendirir.
Seslerimizi ve bedenlerimizi canlandırır. Tanrı davranışlarımızın arkasındaki niyetlerimizi bilir.
İnsanlarla olan güzel ilişkilerimiz yerine güzel bir müzik gördüğünde buna kesinlikle aldanmaz.
Tanrı ilişkilerimiz aracılığıyla yüceltme düşüncesi bize biraz tuhaf gelebilir.
Ancak övgünün bu türü yanlış ilişkilerle sunulan müzikten ve ezgilerden çok daha değerlidir. Tapınmada Tanrı'nın esenliğinin yönetimi olursa kişiler arasında paylaşım, sınırsız merhamet, sabır ve bağışlama hüküm sürecektir.
Burada birbirimiz için canımızı vermeye yönlendiren büyük bir sevgi oluşur. Mesih'in sevgisinin uygulandığı bir yerde övgüler de fazlasıyla büyük bir yankı yapmaya başlayacaktır.
Tapınmada birbirimize hizmet etmek ayrı bir öneme sahiptir. Pavlus, Roma topluluğuna birbirlerine hizmet etmelerini öğütlemektedir.
Her kilise toplantısına 1. Korintiler 14. bölümde dediği gibi, başka bir kişiyi bina edecek kararlılık da bir ilahiyle, öğretecek bir konuyla, bir esinle, bir sözle ya da bir çeviriyle gelmeliyiz.
Tapınmadaki hizmetkârlığı yaşantımızdaki hizmetkârlıktan ayrı tutamayız. Bunların ikisi birlikte işlev görmeye başladıklarında çevremizdeki dünya bundan etkilenecektir.
Hizmet etmek amacıyla insan bedeni almış olan Tanrı'mıza tapınıyoruz.
Onun gücüyle dünyaya hizmet için dışarıya da uzanıyoruz.
Dolayısıyla tapınmanın yatay yönelimi kilise aracılığıyla dünyaya uzanmasıdır. Son olarak 2. Tarihler 29. bölüme bakalım. 2. Tarihler 29. Bölüm 25 ve 32. Ayetler Sonra Kral Davud'un bilicisi Gad'ın ve Peygamber Nata'nın düzenine göre Levilliler'i ziller, çenkler ve lirlerle Rabb'in tapınağına yerleştirdi. Rabb bu düzeni peygamberleri aracılığıyla vermişti. Böylece Levilliler, Davud'un çalgılarıyla, kâhinler de borazanlarıyla yerlerini aldılar. Hizkiyâ, yakmalık sununun sunağın üzerinde yakılmasını buyurdu.
Sunu sunulmaya başlayınca Borazanlar ve İsrail'in kralı Davud'un çalgıları eşliğinde Rabb'e ezgiler okunmaya koyuldular.
Ezgiciler ezgi söylüyor. Borazancılar borazan çalıyor. Bütün topluluk tapınıyordu. Yakmalık sunu bitinceye dek bu böyle sürüp gitti.
Yakmalık sunular sunulduktan sonra kralla yanındakiler yere kapanıp tapındılar. Kral Hizkia ve Önderler, Levillilere Davud'un ve Bilici Asaf'ın sözleriyle Rabbi övmelerini söylediler.
Onlar da sevinçle övgüler sundular, başlarını eğip tapındılar. Hizkiyâ artık kendinizi Rabb'e adamış bulunuyorsunuz dedi. Gelin Rabb'in tapınağına kurbanlar, şükran sunuları getirin. Bunun üzerine topluluk kurban ve şükran sunularını getirdi. İçlerindeki istekli kişiler de yakmalık sunuları getirdiler.
Topluluğun yakmalık sunu olarak getirdiği hayvanların sayısı 70 sığır, 100 koç, 200 kuzuydu. Bunların tümü Rabb'e yakmalık sunu olarak sunulmak içindi. Burada birçok farklı şekilde tapınma şekli görüyoruz.
çeşitli enstrümanlar, sunular, adaklar, sözler, danslar vs. vs. Fakat Tanrı'nın bunlar arasında bizde görmek istediği çok önemli bir şey var.
Alev alev yanan sadık bir ruh ve yürek birliği.
Evet arkadaşlar tapınma serimizin sonuna geldik. Umarım ki başka video ve serilerde tekrardan görüşeceğiz.
Kanalımıza abone olmayı ve bildirimleri açmayı sakın unutmayın.
Rab sizleri bereketlesin. Esen kalın. Görüşmek üzere.
[00:21:50] Speaker A: Dinlediğiniz için teşekkür ederiz.
Bir sonraki podcastımızdan haberdar olmak için takip etmeyi unutmayın.
Görüşmek üzere.