Hayatınızın direksiyonunda kim var? Kararlarınızı, duygularınızı ve en derin arzularınızı yöneten o 'komuta merkezi' olan yüreğiniz ne durumda?
Tyrannus'un bu yeni bölümünde, Dağdaki Vaaz'ın en içsel ve en dönüştürücü vaatlerinden birine odaklanıyoruz: "Ne mutlu yüreği temiz olanlara, çünkü onlar Tanrı'yı görecekler!"
Peki 'temiz bir yürek' sadece kötü düşünmemek mi demek? Yoksa, Kierkegaard'ın dediği gibi, 'tek bir şeyi istemek' yani Tanrı'ya tam bir adanmışlık mı? Bu bölümde, Ferisilerin düştüğü dışsal dindarlık tuzağına karşı, Tanrı'nın aradığı içsel bütünlüğün ne olduğunu inceliyoruz. Kral Davut'un yakarışından ilhamla, yüreğimizdeki 'yabani otlarla' nasıl yüzleşebileceğimizi ve O'nun arındırıcı lütfuna kendimizi nasıl açabileceğimizi konuşuyoruz.
Sonuç? Sadece gelecekte değil, bugünün karmaşasında bile Tanrı'yı görmeye başlamak. Eğer yüreğinizin bir ayna gibi Tanrı'nın görkemini yansıtmasını arzuluyorsanız, bu bölüm tam size göre.
Hiç ruhunuzda derin bir açlık ve susuzluk hissettiniz mi? Dünya bize bu boşluğu başarı, zenginlik veya ilişkilerle doldurabileceğimizi söylüyor. Peki ya İsa, gerçek tatminin...
Dünya bize "tuttuğunu kopar, hakkını ara" derken, İsa Mesih "yumuşak huylu olanlar yeryüzünü miras alacak" diyor. Bu nasıl bir paradoks? Tyrannus'un bu yeni bölümünde,...
Dünya bize "tuttuğunu kopar, hakkını ara" derken, İsa Mesih "yumuşak huylu olanlar yeryüzünü miras alacak" diyor. Bu nasıl bir paradoks? Tiranus'un bu yeni bölümünde,...