Alkolik Kocamdan Kaçtım | Bir Müslümanın İsa Mesih'i Tanıma Hikayesi

Episode 15 October 22, 2025 00:13:49
Alkolik Kocamdan Kaçtım | Bir Müslümanın İsa Mesih'i Tanıma Hikayesi
Hristiyanlık
Alkolik Kocamdan Kaçtım | Bir Müslümanın İsa Mesih'i Tanıma Hikayesi

Oct 22 2025 | 00:13:49

/

Hosted By

Tiranus - Herkes Duyana Kadar

Show Notes

Alkolik Kocamdan Kaçtım | Bir Müslümanın İsa Mesih'i Tanıma Hikayesi Silahların arasında kurşunlar yanımdan geçerken, alkolik ve narsist bir eşin şiddetiyle bir evde tutsakken ve yatalak annemin acılarıyla boğuşurken; Tanrı'yı arıyordum. Cevapları bulmak için namaz kılmaya, Arapça sureleri ezberlemeye başladım, ama içimdeki boşluk hiç dolmadı. Ta ki kızımın dinlediği ilahiler, kıldığım namazdan daha çok ruhuma dokunana kadar... Bu videoda, Antalya İncil Kiliseleri'nden Cihan, hayatın en zorlu anlarında; şiddet, umutsuzluk ve manevi arayış içindeyken, İsa Mesih'in O'nu nasıl bulduğunu, tüm korkularını nasıl aldığını ve gerçek esenliğe nasıl kavuştuğunu kendi ağzından anlatıyor.

View Full Transcript

Episode Transcript

[00:00:00] Olaylar öyle büyüktü ki silahların arasında kurşunlar kulağımın yanından geçerken bile hiçbiri bana ulaşmadı ve ben sağlıklı bir şekilde o dönemden çıktım. Kur'an'ı aldım, Türkçe açıklamalı. Oradaki surelere bakıyordum ve genelde Muhammed'i öven surelerdi ve ben bunun için eğilip kalkıyordum, namaz kılıyordum. Kocamı daha önceden tanıyordum ama evlendikten sonra çok büyük sorunlar yaşadım. Kocam bir alkolikti ve narsistti. Bir kişiliği vardı evdeki esenliği anlatamam size. İş yerimde de aile esenlik vardı çünkü ilahileri artık içimden söyleyerek gidip geliyordu. [00:00:38] Merhabalar, ben Antalya İncil Kiliselerinden Cihan. Bugün İsa'yla nasıl tanıştığımı anlatmak için burada bulunuyorum ve size o zamana gelene kadar neler yaşadığımı biraz olsun değinmek istiyorum. Ben Ege'liyim. Genelde çocukluğum Ayvalık, Ankara ve İzmir'de geçti ve İzmir'de evlendim. Okul Ankara'da bitti. Genelde sessiz sakin biriyimdir. Pek dışarıya duygularını veremeyen ama içinde çoşkular yaşayan bir insanım. İsa'yı tanıyana kadar şimdi artık her şey çok fazla değişti. İsa'nın benim hayatımda çok büyük değişiklikler yarattığını biliyorum ve onun için hamd ediyorum. Çünkü daha doğru, daha dengeli, daha sağlıklı bir insan olduğuma inanıyorum onu tanıdıktan sonra. Üç kız kardeştik biz ve ben ortancayım. Onu ilk tanıdmam lise çağlarında Sleightler'la oldu. Sanat tarihi dersimizde öğretmenimiz Sleightler'la Rönesans dönemini anlatırken... ...İsa'yı, Michelang'in ve o dönemin diğer ressam ve heykel tıraşlarının yaptığı eserlerle tanıdım. Meryem'in İsa Çarmıh'ta öldükten sonra onu kucağına alıp o kadar üzgün bir vaziyette, yatak dedikleri bir vaziyette bakışı, İsa'nın o orada yığılmış cansız bedeniyle duruşu beni çok etkilemişti. Bunun haricinde bir sürü 12 Havarilerin resimleri, freskler, kilise içindeki ikonlar ya da İsa ile ilgili her türlü resim ve son gece, son akşam yemeği resimleri beni çok etkilemişti ve ama Yine de öyle ben ileride Hristiyan olacağım gibi bir düşünce yoktu. Sadece onu bir peygamber olarak algılamıştım çünkü söylenenler öyleydi. Ama sonuçta o çarmıha girilmişti. Bunu herkes biliyordu. Daha sonraki dönemde, üniversite döneminde Ankara'da yurtta kaldım ve olayların çok yoğun olduğu bir dönemdi. Tanrı'yla ilişkim çok fazla olmadı ama Tanrı'nın bundan önce ve sonra o dönemde beni çok fazla koruduğunu hissediyordum, biliyordum. Çünkü olaylar öyle büyüktü ki silahların arasında kurşunlar kulağımın yanından geçerken bile hiçbiri bana ulaşmadı ve ben sağlıklı bir şekilde o dönemden çıktım, okul bitti. İzmir'de işe başladım hemen o yaz ve ardından evlendim. Kocamı daha önceden tanıyordum ama kocam bana çok sadık, benimle çok ilgili, iyi bir insan olarak gözükmesine rağmen evlendikten sonra çok büyük sorunlar yaşadım. Büyük değil, çok büyük. Çünkü kocam bir alkolikti ve narsist bir kişiliği vardı. Alkolü içtiği zaman da çok fazla büyük olaylar yaratabiliyordu evde. Bu arada iki çocuğumuz olmuştu. İşten ayrılmama sebep oldu çünkü ben dışarı çıkacak vaziyette olmuyordum her sabah ve işten ayrıldım. Zaten onun maaşı bize yetecek gibiydi çünkü bir bankada müdür olarak çalışıyordu. Ve öyle bir insandan bunu bekleyemezsiniz. Dışarıdaki hayatıyla evdeki hayatı çok farklıydı. Ama biz iki çocuk evde tutsak gibiydik. Çünkü beni ailemden, komşularımdan, arkadaşlarımdan, her türlü yakınımdan uzak tutuyordu. Eve geldikleri zaman olay çıkartıyordu. Ben kimseyi hiç aramıyordum. Ve seneler böyle geçti. Çünkü işim yoktu. Birdenbire oradan kopmam mümkün değildi. Önce bir iş ayarlamak zorundaydım kendime. Çünkü iki çocuğum okul zamanı gelmişti. Onlara ve kendime bakacak durumum yok. Ailemse artık umudunu kesmiş, beni çok fazla arayıp rahatsız etmek istemiyorlardı. Bir gün onun da tanıdığı aynı ortak arkadaşımız olan birisi geldi, bir arkadaşımız ve benim durumumu zaten tahmin ediyorlardı çünkü bu kadar uzak kalmam mümkün değildi başka türlü. [00:04:12] bir bankada sağlık personeline ihtiyaç olduğunu söyledi ve oranın müdürü de tanıdığını ifade etti. Hemen atladım tabii ki. Buradan kurtulmanın tek yolu buydu. Kendi ayaklarımın üzerinde durabilmem. Evet o işe başladım hemen yakın kısa bir süre sonra ve o eve hala gidip geliyorum. Kiralayabileceğim bir duruma geldiğinde de artık o evden çıkıp gidecektik. Ve çocuklar anne artık gidelim bu evden demeye başladılar. Ve birlikte karar aldık. Bir gün iş yerimden izin aldım. Bu arada şunu da söyleyeyim çünkü o bölgede bankalar çok fazlaydı ve genelde benim çalıştığım bankayla, onun bankası irtibat halinde biliyorsunuz meslekler aynı olunca ve onu da tanıyorlardı. Benim kendi müdürüm bana bir kamyonet verdi. Cihan biliyorum dedi durumunu ve Rabbin yardımı. Hep bunlar, onun benim şeyimi bilmesi imkansız ama tahmin edebiliyor insanlar. Sen dedi bu kamyoneti vereceğim, şoför de var, alabildiğin kadar eşyanı al, öyle git. Ve ben bir ev tuttum, o kamyonet ve şoförle birlikte biraz çocukların yataklarını, bir halı, ne bileyim perde gibi, en acil ocak gibi mutfak eşyası alabildiğim kadar bir gün aldık ve biz kendi evimize geçtik, kiraladığım eve. Ancak eğer yine Rabbin büyük bir yardımı oldu burada da, ben o gün onları yapıp kaçtığımızda öbür evinde yani metresi vardı, evinde merdivenden düşüp bacağını kırıyor. Yani bizim peşimizde koşacak hali yoktu. Rabbin işiydi gene bu. Biz üç ay rahat ettik niye olduğunu bilmeden. Hiç yok yoksa karakterine uygun bir şey değil bizi aramaması. Tabii çıkamadığı için arayamadı. Biz 3 ay çok rahattık. Daha sonra kapı çalmalar, şunlar, telefonlar rahatsız etmeler başladı. Ama bu da uzun sürmedi. Bir kadın buldu ve onunla evlendi. Ondan sonra da biz rahatladık çünkü o kadına yöneldi hareketleri. Ben o bankada 2 yıl çalıştım çünkü sözleşmeliydi. İdeal derecede iyi maaş alamıyordum. Beni esas kadroya geçirmek istediler ama 30 yaşımı geçmiştim. O yüzden kural olarak beni alamadılar. Ve hastaneye başladım. Yine Rabb'in kolaylıkları sağladığı kolaylıklar sayesinde hastaneye geçebildim. Hastanede işe başladım. Yine de tek maaş çok çok çok yeterli olmamasına rağmen yine de idare edilebilir bir durumdu. Çünkü iki çocuk okula gidiyor, ben işe gidiyorum. Yol paraları, onların dersleri şunlar bunlar. Tam isteklerinin çok olduğu döneme geldiler. Artık Lüçhan'a gelmişlerdi. İkisinin yaş araları az ama çok mutluydular. Bizim evde masamız bile yoktu. O zamanlarda yere sofra kurup yiyorduk. Ama çocuklarımın ve benim esenliği harikaydı. Yani oradan çıkmış olmak, kurtulmuş olmak bizim için çok güzel bir şeydi. Zamanla bir şeyler daha ekleyerek evimizin ihtiyaçlarını artık tamamlayabildik. Çocuklarım üniversite çağına geldiler. Bu arada annem rahatsızlandı. Annem ara ara gelirdi, bazen kardeşimde kalırdı, bazen bende kalırdı. Ama son dönemde bir felç geçirdi, yatalak duruma düştü. Bu arada bacağını kırdı, pelvis kırığı yani kalçasında bir kırık oluştu. İyice bakıma muhtaç olmuştu. Genelde kardeşim onu kabul ettiğini biliyorum ama hastalandıktan sonra yanına almak istemedi. Ben bakıcı parası yollarım, sen evde, sizin evde kalsın. diye tutturdu ve geri gönderemedim. Tabii ben hemşireydim ve nöbetlerim oluyordu. Çocuklar genelde evde olmuyordu. Anneanne evde yalnız kalamıyordu ve bir bakıcıya ihtiyacımız vardı. O bakıcıyla çok fazla ilgilenemiyordum çünkü ben evde yoktum genelde. Ayda 6-7 nöbet tuttuğum oluyordu ve bu demek ki iki günde bir eve geliyorum, ihtiyaçları karşılıyorum, evi toparlıyorum, çocuklarla ilgileniyorum ve ondan sonra tekrar gidiyorum. Bu arada bakıcı da aynı şekilde. Zor dönemlerdi. Annemin acı çekmesi, yatakta sürekli kalması, onunla her konuda ilgilenilmesi gerektiği benim için çok çok büyük yüktü. Annemi çok seviyorum ama o dönemde yaşamak benim için büyük ızdıraptı. Her gidiş gelişte dönüşte çünkü annemde yaralar açılmaya başladı yatak yaraları. Yatak yaralarının pansumanı bana düşüyordu. Her geldiğimde bir saat bir buçuk saat annemin yatak pansumanlarıyla uğraşıyordum ve onun azıcık çektiğini bilmek beni de çok üzüyordu ve o zamanlar çok bitkin oluyordum yani ve birilerini arıyordum yani ben yapamıyordum yetişemiyordum artık o kadar şeye. Çalışmam gerekiyordu o kesin ve Tanrı arayışı başladı bende. Ama Tanrı'ya nasıl ulaşılır? Ne yapılır da onunla iletişim kurulur? Nasıl yardım istenir? Nasıl dua edilir? Bu konularda pek bilgisizdim. Çünkü ailemde çok fazla dine düşkünlük yoktu. Onlar da çok fazla namaz kılan, dua eden kişiler değillerdi. Ve ben bu arayışımı bir gün aklıma gelen... İzmir'de bir Hisar Camii vardır. Onun altında kitaplar falan satılır, kemer altında. Oraya gittim ve orada namaz kitabı buldum, dua kitapları buldum ve aldım eve götürdüm. O arada hiçbir şey bilmediğim için namazına sıkılınır eğilip kalkıyorlar biliyorum secde ediyorlar ama nasıl yapılıyor bunun bir kuralı kaidesi olmalı ve ben kitabı açıyordum okuyordum yatağın üstüne koyduğum kitabın bir yandan yerde seccade serili ben inip kalkıyorum onları o sureleri ezberlemeye çalışıp okuyordum ama hiçbir şey anlamıyordum çünkü Arapçaydı hepsi işte şimdi yatılır şöyle kalkılır şu dua okunur ben okuyorum oradan okuyorum Namaz öyle günde bir kere yapılacak bir şey değil. Mesela nöbet çıkışı ben evdeyken 4-5 kez bunu tekrarlıyordum. Bu arada annemi de kaybettim ben onu söylemeyi unuttum. Artık surelerin hepsini ezbere biliyordum Arapça ve okuyabiliyordum artık bakmama gerek kalmıyordu. Ama bana umduğum tatmini vermiyordu. Karşımda duvar, öyle bir bakıyordum. Namaz bittikten sonra bu sefer oturup Tanrı ile konuşmaya başladım. Çünkü namazdan bir tatmin almıyordum. Tanrı mıydı bilmiyorum. Onunla konuşuyordum ama. Bu bazen bir saati sürüyordu. Bayağı uzun zamanımı alıyordu. Çünkü o kadar çok problem vardı ki anlatabileceğinde kimse yoktu. Ve sonra bir gün yine Kur'an'ı aldım, Türkçe açıklamalı. Oradaki surelere bakıyordum ve genelde Muhammed'i öven surelerdi ve ben bunun için eğilip kalkıyordum, namaz kılıyordum. Hayır ben bunu istemiyordum. Ben Tanrı'ya ulaşmak istiyordum. Benim yatıp kalktığımda dualarım Tanrı'yla ilgili değildi. Çok güzel bir şeyi ben atladım. Aslında bu tanıklığı anlatmaya başlamadan evvel söylemeliydim. Ben İsa'yı kızımla tanıdım. ve ona çok büyük teşekkür borçluyum. O üniversiteye gittiği dönemde bir abladan İsa hakkında tanıklık alıyor ve İsa'nın bizleri çok sevdiğini, onun bir tanrı olduğunu ve onun yaptıklarını yapabileceklerini bana anlattı. Ben ürktüm çünkü bu ülke Müslüman bir ülke. Bir Hıristiyan olarak yaşamak Zor diye düşündüm ve bu tanıklığı yapanların ülke içinde ikilik yaratmayı düşünen ve ülkeyi bölmeyi düşünen kişiler olduğunu düşündüm. Ona da böyle söyledim. Lütfen uzak dur dedim onlardan. Ama kızım vazgeçmiyordu. Tam bir İsa aşığıydı. Ve evde devamlı ilahiler çalmaya başladı, ilahiler dinlemeye başladı. Ve işin garip yanı kızımın daha önce olan ve benim hep eleştirdiğim o uçarı tavırları değişmeye başlamıştı. Çok uslu akıllı, aklı başında bir kız olmaya başlamıştı. Öyle gece geç gelmeleri bitmişti. Evde oturuyordu, ilahi dinliyordu, dua ediyordu. Arkadaşları geliyordu. Onlarla da gayet üsluplu dualar edip İsa'dan söz ediyorlardı. Ben artık ona karışmayı bırakmıştım. Çünkü bu durumundan gayet memnundu. Ancak ben namaz kılmaya çalıştığım zaman o ilahileri hiçbir zaman kapatmıyordu. Kız diye rica etsem bile hani bir şey olmaz deyip hafifçe kızıp sonradan açtığını biliyorum. Ve birkaç kez bu ilahileri dinlerken ben içeride namaz kılıyorum ve aklım hep ilahilerdeydi. Okuduğum surelerle artık bağlantım kalmamıştı. Zaten anlamıyordum. Ve o ilahiler gerçekten yüreğime dokunuyordu. Onlar Rabbi anlatıyorlardı. Onun tarlığından ve yapacaklarından bahsediyorlardı. Ve o, bizi hiç bırakmayacağını, korkmamamız gerektiğini, nasıl bizim günahlarımızı alıp uçarmakta öldüğünü ve üç gün sonra dirildiğini anlatıyordu bu ilahiler. Ve çok etkileniyordum. Bir gün yine namaz kılarken bıraktım namazı ve kalktım ilahilerle dönmeye başladım. Bu harika bir duyguydu. Evdeki esenliği anlatamam size. İş yerimde de aynı esenlik vardı çünkü ilahileri artık içimden söyleyerek gidip geliyordu. Kutsal yola doğmuştum. Yani ben Rabb'i seviyordum. İsa'ydı benim esas aradığım. O bir tanrıydı ve benim tanrımdı. İsa beni çok etkiledi ve ben İsa'yı çok seviyordum. O benim tanrım. O benim her şeyim olmuştu ve korkularım, bütün korkularımı almıştı. Endişelerim yoktu. Onun verdiği esenlik harikaydı. Hamd ediyorum onun için. Benimle yürüdüğü için ve beni bırakmayacağını, bizi bırakmayacağını bildiğim için. Ondan sonra İsa benim kahramanım oldu ve ben hiç ayrılmak istemedim. Hamdolsun ki yolumu bulmuştum. Tek yol gerçek yaşam oydu. O dirilmiş üç gün ölümden sonra ve bize de diriliği tattırmıştı. Harika bir duyguydu bu. Ve kızım beni gördüğünde ben artık İsa'yla bir arada olduğumu ona söyledim. Çok büyük bir coşkuyla karşıladı ve arkadaşlarınız çağırdı. Birlikte İsa'ya saygımı, sevgimi ifade ettim, ikra ettim, tövbe ettim ve onu kabul ettim. Sadece bu değil. Onu kabul ettikten sonra hayatım çok değişti. Çocuklarımın ve her şey daha düzgün gitmeye başladı. Onun yolunda yürüdükçe o bizi bırakmıyordu. Hep elimizden tuttu ve bugün bütün sorunları onunla gidereceğimi biliyorum. Artık korkmuyorum. Hiçbir şey beni yıldırmıyor. Utancım, her şeyim elimden almıştı. Çünkü o çarmıhta hepsini yaşadı ve bizi kurtardı. Bizim yerimize de utandı. Hamdolsun, onun için çok şükür ediyorum. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Other Episodes

Episode 32

January 06, 2025 00:09:19
Episode Cover

İsa Mesih: İnsanlık için Sunulan Son Kurban'ın Anlamı- Kurban Bayramı

Bu podcastimizde, Tanrı ile insan arasındaki ilişkiyi inceliyoruz. İsa Mesih'in kurbanıyla Tanrı ile insan arasında kurulan bağ ifade edilmekte, İsa'nın dirilişiyle ölümün gücünün yok...

Listen

Episode 1

August 02, 2025 00:11:23
Episode Cover

Tanrı'da Değerimi Buldum! Nasıl ve Neden Hristiyan Oldum?

Tanrı'da Değerimi Buldum: Nasıl ve Neden Hristiyan Oldum? Cennet Hade, Antakya'da Ortodoks Hristiyan bir ailede büyüdü. Kiliseye gitmesine rağmen, Arapça yapılan ayinler ve okunmayan...

Listen

Episode 18

July 22, 2024 00:03:48
Episode Cover

Gizemli Havari Simun

Yurtsever Simun, politik ve dini konularda tutkulu ve radikal bir kişilik olarak bilinir. Zelotlar gibi fanatik bir Yahudi grubunun üyesi olarak tanınır. İsa'nın öğretileriyle...

Listen